13 Ekim 2011 Perşembe

YENİ UMUTLARIN NİDA'SI...

       Yeni bir  yaşla artık dileklerim,arzularım da büyür oldu adeta.Dolu sahip olduğum şey ve sahip olmak istediklerim arasındaki derinlik dahada bir derinleşti ve sonra şöyle bir geriye baktığımda dedim ki kendi kendime 'yaşadıklarımdan sonra geriye kalan yıllarımın ilk günü,sonu yada kocaman yeni bir başlangıcı bugün'.
       Düşünüyorumda; hayat bitti demeden,hayatımda daha ne kadar göremediğim şey varsa hepsini yaşamanın derdindeyim, şimdi, şuan.şu aralar...   Öyle planlar yapıyor ki beynim, adeta büyük savaşlar içinde ordan oraya dalıyor.Kayıplarının ne kadar da arttığının farkına varıyorsun işte bu iç savaş içindeyken.E sonra ne oluyor, tüm silahlar çıkıp savaşı durdurmanın yollarını arıyorsun.Eyvah! geç kalmamalıyım,kalmamalıydım diye yırtınıyorsun(boşuna).
       Hayat akıp geçiyor yanından,boşlukların,boş bulunmuşlukların,pişmanlıkların(küçükte olsa),kaçışların bir gecede başına üşüşüyor...Hayatına şöyle dönüp bakıyorsun ''evet''diyorsun geri kalan yıllarımın ilk günündeyim.Artık mis gibi bir anlam katmalı hayatıma..Temiz hikayeler,sözcükler,harfler yazmalıyım tüm yaşanmış anılarıma...Temiz havayı içime çekerek ''ohhhhh'' demek misali...
       Bir de sevilip, seviyorsan,değer verip,veriliyorsan bu ''ohhhhhh'' öyle bir oh olur ki,bu noktada sanırım hayat yaşamaya değer, gerçekten değer...


16 Temmuz 2011 Cumartesi

KOZADAN ÇIKMAK...

       'Ölümden sonra yaşam varsa ve hepimiz aynı yerde buluşacaksak, beni aramayın, ben sizi ararım.' demiş Woody Allen.Belkide biraz mizansen yaklaşmış bu duruma .Bunu başarıp,böyle düşünmesi hoş moş fakat elde kalan şey 'boş'.Bazen sadece yok olmak olarak tasfir edebildiğim, fakat ne kadar uğraşsamda kafamdaki soru işaretlerini yok edemediğim yaşamak kadar doğal ve bir o kadar da kaçınılmaz olgudur ölüm.İnsana en acı vereni ise öldükten sonra ne olucak sorusuna cevap verememektir.Ölümün böyle bir saniye kadar yakın olması ve onu görememek değişik ve garip bir duygudur.Ruh bedenden kurtulup özgür kalacaktır belki ama bu nasıl bir özgürlük?beynimiz bedende kalacağından ruhun ne işe yarayacağını çözemediğimden acaba sonu yok olmayla mı bitecek diye düşündüğüm olmazsa olmaz yok oluştur.Kimbilir belki cennette beyine ihtiyaç yoktur yada ruhumuzun gizli bir yerinde beyin vardır.
      Ne yazık ki Woody olamadım ben, içim karardı şimdiden:( bye.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

DENİZ,NEHİR,MÜZİK,YEŞİLLİK,SAHİL,SESSİZLİK,HARİKA BİR KAHVALTI,KILÇIKSIZ BALIK,EKŞİ ERİKLER,BOL SU, GÜZEL FOTOĞRAFLAR,KABAKOZ VE AŞKIM :(

26 Haziran 2011 Pazar

AKİRA KUROSOWA





     Akira Kurosowa'yı 1954 yapımı  'Seven Samurai' filmiyle tanıdım.Japonyanın bilenen en ünlü yönetmeni,film yapımcısı,senarist ve kurgucusudur kendileri.Filmlerde müziği çok arka planda tutmasını, olayları gerçekçi haliyle vermesine bağlıyorum; bu da onun özgünlüğünü ortaya koymuş oluyor kesinlikle.
     'Seven Samurai' filminin öyle insanı sürükleyecek bir tarafı yok fakat çekildiği dönemin imkansızlıklarına rağmen nasıl o kadar kaliteli bir yapı olabiliyor işte merak konusu bu olsa gerek.O dönemin yağma olaylarını harika bir şekilde ortaya koymuş, dramın ağırlıklı olarak işlendiği efsaneleşmiş bir film.Ayrıca prensimin en sevdiği film olması da benim için önemlidir, belirtmeden geçemem :)
      1975 yapımı 'Dersu Uzala' filmini de bugün izledik.Dostluk adına çok çok güzel mesajlar içeren bir film.Gösterişten uzak olması,doğal olması, sanırım aldığı ödülleri fazlasıyla hak ettiriyor.Doğallığı her zaman seven biri olarak Dersu Uzala ! diyorum :)
     

ALL YOU NEED IS LOVE

ÜZGÜN OLDUĞUMUZ ZAMANLARDA HİÇBİRŞEY YAPMAK İSTEMEZ YA CANIMIZ, İŞTE ÖYLE ZAMANLARDA EN GÜZEL ŞEY ,GERİYE DÖNÜP BAŞIMIZDAN GEÇEN EN KÖTÜ OLAYI,ZAMANI DÜŞÜNMEKTİR.